şu boğaz harbi ne demek?

Boğaz Harbi, Osmanlı Devleti ve Bağımsız Yunanistan arasında 1897 yılında yaşanan askeri çatışmalardır. Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda Balkanlar'da meydana gelen milliyetçilik hareketlerinden etkilenerek Topçu, Jandarma ve Nizamiye birliklerini güçlendirmişti. Bu hareketler sonucunda bağımsızlığını kazanan Yunanistan, Osmanlı İmparatorluğu'na karşı genişleme politikası izlemeye başladı. Yunanistan'ın bu politikası, Akdeniz ve Ege Denizi'nde Osmanlı'ya ait topraklar üzerinde hak iddia etmesiyle sonuçlandı.

28 Ekim 1896 tarihinde, Girit adasında yaşanan Osmanlılar ve Yunanlar arasındaki çatışmalar sonucunda Osmanlı İmparatorluğu, Mora Yarımadası'ndaki Yunan topraklarına askeri müdahaleye başladı. Bu olaylar sonucunda 1897 yılında çatışmalar tümüyle patlak verdi. Osmanlı Devleti, iyi bir donanmaya ve modernleştirilen ordulara sahip olmasına rağmen, Yunanistan'ın daha örgütlü birliklere sahip olması, boğazlardaki dar geçitlerin kontrolünü ele geçirebilmesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun içerisinde yaşanan siyasi istikrarsızlık, Osmanlıların zaferi için dezavantaj oluşturdu.

Boğaz Harbi, Yunanistan'ın Rodos Adası'na bir çıkarma yaparak Ege Denizi'nde Osmanlı İmparatorluğu'na ait adaları ele geçirmesiyle başladı. Osmanlı İmparatorluğu'nun yanıtı ise Girit Adası başta olmak üzere Yunanistan topraklarına askeri harekat düzenleyerek oldu. Çatışmalar sonucunda Osmanlı birlikleri, Yunanistan'ın Selanik Bölgesi'ne kadar ilerledi ancak Yunanistan'ın Rusya ve Avrupa devletleriyle olan ilişkileri sayesinde Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlı-Rus Savaşı'nın olasılığıyla karşılaşarak geri adım attı. Sonuç olarak, iki taraf da müzakerelere başlama kararı aldı.

Sonuçta, 1897 yılında imzalanan Selanik Protokolü ile çatışmalar son buldu. Bu protokol ile Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan, taraflara ait topraklar üzerindeki sınırlamaların belirlenmesi, birliklerin geri çekilmesi ve barışın tesis edilmesi konularında anlaşmaya vardı. Boğaz Harbi, her iki taraf için de birçok golgesi olmasına rağmen, Osmanlıların askeri gücünün azalması ve uluslararası desteğin Yunanistan'a yönelmesi sonucunda Osmanlı Devleti'nin zayıfladığı bir dönem olarak dikkat çekmektedir.